ÖZ

Amaç

Psikiyatrik konsültasyon, hastanelerde fiziksel hastalıkla açıklanamayan, oransız yakınmaları olan ve hastalığının olumsuz etkileri ile savaşan hastalar için istenmektedir. Psikiyatri polikliniklerine konsültasyon ile en çok başvuru dahiliye, gastroenteroloji, kardiyoloji, nöroloji gibi dahili dallardan olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada amaç psikiyatri polikliniğine çeşitli polikliniklerden gelen hastaların anksiyete, depresyon ve somatosensoriyel amplifikasyon (SSA) değerlerini ölçülmesi ve birbirleriyle ve sağlıklı bireylerle karşılaştırılmasıdır.

Gereç ve Yöntemler

Çalışmaya konsültasyonla gelen 169 hasta ve 32 kişilik kontrol grubu olmak üzere toplamda 201 kişi katılmıştır. Konsültasyonla gelen grubun 43 kişi nörolojiden konsültasyonla gelen, 48 kişi gastroenterolojiden konsültasyonla gelen, 38 kişi kardiyolojiden konsültasyonla gelen ve 40 kişi ise dahiliyeden konsültasyonla gelen grup olarak gönderilmiştir. Hasta grubuna demografik veri formu, Hastane Anksiyete Depresyon (HAD) ölçeği ve SSA ölçeği verilmiştir. Kontrol grubuna HAD ölçeği dışındaki demografik veri formu ve SSA ölçeği verilmiştir.

Bulgular

Konsültasyonla gelen gruplar arasında HAD-anksiyete değeri açısından one-way ANOVA testi ile anlamlı fark saptanmıştır (F=5,812, p=0,001). Kardiyolojiden Konsültasyonla Gelen Grubunun anksiyete ortalaması diğer gruplara oranla yüksek olarak bulunmuştur. Gruplar arasında HAD-depresyon testi için fark bulunamamıştır (p=0,792). Ancak tüm grupların ortalaması bu test için kesim noktası üzerinde olup kesim noktası (7-8) yüksek olarak bulunmuştur. SSA ölçeği açısından tüm konsültasyon grupları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak fark bulunmuştur. Fark Gastroenterolojiden Konsültasyonla Gelen Grubunun yüksek değerlerinden kaynaklandığı düşünülmüştür (F=1,278, p=0,014). Tüm konsültasyon grupları ile kontrol grubu arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır (F=82,893, p=0,000).

Sonuç

Sonuç olarak psikiyatri polikliniklerine konsültasyonla gelen hastalarda depresyon ve anksiyete belirtilerinin yüksek oranda bulunduğu SSA yüksek değerlerde olduğu anlaşılmıştır. Özellikle dahili polikliniklerden gelen hastaların daha ayrıntılı değerlendirilmesine gerek olduğu düşünülmektedir.